Vakti saatinde Bağdat’ta yaşam sürdüren dul bir bayan vardı.
11 Aralık 2024 Çarşamba 00:21– Hatun canını sıkma, ipliği satmaya gönderdim, parası gelsin ne kadar ettiyse alırsın.
– Pekala, diyerek gider, ertesi gün gelir.
– İpilik satıldı mı?
Abdülkadir Geylani Hazretleri:
– İplik satıldı, ancak parası şimdilik gelmedi. Bir hafta hadar bir vakit içersinde gelir.
Kadın bir hafta sonra gelir, para şimdilik gelmemiştir, bayana:
– Yarın gel, paranı al.
Kadın, piyasaya niye gitmedim, şimdi param elimde olurdu diyerek hayıflana hayıflana evine gitmek üzere iken, Müritler:
– Bir gün daha sabret bakalım mevla ne gösterecek, derken bu işin yalın bir şaka olmadığının farkında idiler.
Ertesi gün oldu. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin huzuruna o ana kadar görülmeyen bir kurul geldi. Bin altın takdim ettiler. Müritler kurula bu kadar paranın ne olduğunu, neden Şeyhe takdim ettiklerini sordular. Gelenler tüccar olduklarını belirterek:
– Altınlar Hazreti Şeyhindir. Denizde yolculuk yapar iken fırtına sebebiyle geminin yelkeni delindi, yol alamaz olduk, denizin ortasında kalacaktık. Kaptana bir çaresi yok mu diye sorduğumuzda.
– Altıyüz dirhem ip olsa geminin yelkenini onarır, yolumuza devam ederdik ama, şu anda nerede bulacağız, dedi.
Biz ellerimizi kaldırarak Tanrı’a dua ettik ve duamızda:
– Ya Sultanul Arifin bize altıyüz dirhem kadar ip gönder, sana bin altın vereceğiz diye yalvardık. Bir de baktık ki, bir kuş gelip altıyüz dirhem ipliği geminin güvertesine bırakıp uçtu gitti. Şimdi o adağımızı yerine getirdik, dediler.
Tüccarlar ayrıldıktan bir müddet sonra, ihtiyar bayan gelip sordu.
– Para geldi mi efendim?
Şeyh bin altını bayana verirken.
– Benim satışım seninki kadar kârlı olmuş mu?
Kadın bir anda varlıklı olmuştu. Abdülkadir Geylani Hazretleri’ne teşekkür ederek huzurdan ayrıldı. Tanrı a emanet olun Saygılar Devamını okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..