Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 17 Ağustos depreminin 19. yıldönümü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Rasathanenin Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi'nde düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Prof. Dr. Haluk
Özener, Türkiye'de 1894'te yaşanan İstanbul Depremi'nin ardından deprem gözlemlerinin başlatıldığını belirterek, "Biz deprem gözlemlerine ABD'den daha önce başladık" dedi.Prof. Dr. Özener, 17 Ağustos 1999 Depremi sırasında 30 sismik istasyon bulunurken, bugün sayının 240'ın üzerine çıktığını geçen yıl 6 istasyon daha kurulduğunu, önümüzdeki yıl da minimum 6 istasyon kurulmasının planlandığına dikkat çekti. Haluk Özener, deprem algılama kapasitesinin artığını belirterek, "Geldiğimiz noktada tüm Türkiye'de olan depremleri belirli bir eşik seviyesiyle algılayıp kaydediyoruz. Yıllara göre deprem artmıyor aslında deprem algılama kapasitemiz artıyor. Şu anda yılda ortalama 13-15 bin civarında deprem oluyor. Geçen yıl ekstrem bir durum yaşadık. Çanakkale Ayvacık, İzmir Karaburun ve Bodrum, Kos depreminden sonra çok fazla artçıları olduğu için 34 bin üzerinde deprem yaşadık bu coğrafyada. Bugün de sayımız 7 binin üzerinde. Bu coğrafyada, 1900-2018 arasında ortalama 6 yılda bir 7'nin üzerinde bir depremle karşılaşıyoruz. Bu, istatistiki bir veridir. 1900'den bu yana ülkemizde 7'nin üzerinde 33 deprem meydana geldi, 90 bin vatandaşımız c-anını k-aybetti. En büyüğü de 7,9 büyüklüğündeki Erzincan Depremi'dir" şeklinde konuştu. Özener, 17 Ağustos depreminin ardından bir sonraki depremin sismik boşluk olarak adlandırılan yerinin Marmara Denizi'nin ortasında bulunduğunu ifade ederek, "O boşluk da bir gün dolacak. Ne zaman dolacak bilmiyoruz, onu araştırıyoruz, çabalarımız hep bunun üzerine" dedi. Haluk Özener, olası bir Marmara depreminden sonra tsunami dalgalarının 2 metreye varacağına dikkat çekti. Özener ayrıca, İstanbul Acil Müdahale Sistemi'ne ilişkin bilgi vererek, olası bir depremden sonra hangi bölgelerde binalarda oluşacak hasarlar ve yaşamsal kayıplarla ilgili öngörüde bulunabildiklerini, 110 istasyondan oluşan sistemde, İGDAŞ'la işbirliğinden sonra istasyon sayısının 800'ün üzerine çıkartıldığını belirtti. Prof. Dr. Haluk Özener, Türk ve Japon bilim insanlarının 5 yıl süren 'MarDim' projesiyle ilgili bilgi vererek, "Projede Marmara Denizi'nden geçen fayın farklı parçalarının farklı özellikler taşıdığını öğrendik. Bunun anlamı, belirli kısımlarda sismik aktivite var, fayın belirli kısımları daha suskun, bazı kısımlarında yavaş kayma hareketi var.
Bunlar bilimsel çıktılar. Bunların yansımaları ne olacak?Tsunamiyle ilgili kısımlara baktığımızda, çeşitli senaryo çalışmalarına göre farklı bölgelerde maksimum 2-2,2 metre arasında tsunami dalgası bekliyoruz, olası Marmara depreminden sonra, deniz tabanında meydana gelecek heyelanlardan dolayı" şeklinde konuştu. Özener, Marmara Bölgesi için 7,2'lik depremden bahsettiklerini ifade eden Özener, 7,2-7,4-7,5'lik deprem senaryoları yaptıklarını söyledi. Haluk Özener, "Bütün parçanın kırılacağı öngörülürse 7,7'lik depremden bahsederiz ama bu, tarihinde görülmemiş bir şey. Bu, matematik olarak, fizik olarak hesaplanabilir ama böyle büyük bir deprem biz pek beklemiyoruz. Ama Marmara için 7,2'lik bir depremin sürpriz olmayacağını en son bilgilerden söyleyebiliyoruz" şeklinde konuştu. Özener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile 2009 yılında bir çalışma yaptıklarını ve bu kapsamda c-an, mal kaybı ve hasarlı binaya ilişkin bazı öngörüleri olduğunu belirterek, buna göre 30 bin civarında c-an k-aybı ve 50 bin civarında hasarlı bina öngörüldüğünü ifade ederek, "Çalışmasının yenisi bu yıl içinde tamamlanacak" dedi.