BİR DOKTORUN ANISI
Ama dikkat ettim, yaramı sarmışlar, bana da hiç öyle ö-fkeli bakmıyorlar. Kendime geldim iyice. Bu defa çantalarında bulunan yiyeceklerden ikram ettiler bana. İyi biliyorum ki, onların yiyecekleri çok çok azdı. Bu haldeyken bile kendileri yemeyip, bana ikram ediyorlardı. Şoke oldum doğrusu. Dedim ki; kendi kendime:
-Bu adamlar şimdi isteseler şu anda beni ö-ldürürler. Ama öldürmüyorlar. Veyahut isteseler önceden öldürebilirlerdi. Halbuki beni cephenin gerisine götürdüler. Biz esirlere misafir gibi davranıyorlardı.
Bu duygularla “Yazıklar olsun bana” dedim. “Böyle asil insanlarla niye s-avaşıyorum ben. Niye s-avaşmaya gelmişim. Bu İngiliz milleti ne yalancıymış, ne kadar Türk düşmanıymış.” Diyerek pişman oldum. Ama bu pişmanlığım fayda etmiyor ki… Bu iyiliğe karşı ne yapsam diye düşündüm, durdum, günlerce…
Nihayet bizi serbest bıraktılar. Memleketime döndüm. İşte memlekette Türk milletini ömür boyu unutmamak için, koluma bu, dövme Türk bayrağını yaptırdım. Bu bayrağın esrarı bu işte.
Benim gözlerim dolu dolu ihtiyara bakarken o devam etti:
-Talihin cilvesine bakın ki, o zaman ö-lmek üzere iken, yaralarımı iyileştirerek, sıhhate kavuşmama çaba sarf eden Türkler idi. Şimdi de Amerika gibi bir yerde, yıllar sonra yine iyileştirmeye çaba sarf eden bir Türk…
Ne garip değil mi? Avustralya’dan Amerika’ya gelirken, bir Türk’le karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim. Size minnettarım. Siz Türkler gerçekten çok merhametli insanlarsınız. Bizi hep kandırmışlar. Buna bütün kalbimle inanıyorum.
Peşinden nemli gözlerle, “Bana adınızı söyler misiniz?” dedi. “Ömer” cevabını verdim….
“1957 Yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olup, ihtisas yapmak üzere ABD ye giden doktor Ömer Musluoğlunun görev yaptığı hastanede başından geçen anıları”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Şiir Dostları