Kanuna göre yıllık iznin bir bölümü 10 günden az olamaz. Yılın ilk iznini yarıyıl tatilinde alıyorsanız ve birikmiş izniniz de yoksa yaz aylarını d-ikkate alarak bir daha düşünmenizde fayda varCuma günü yarıyıl tatili başladı. Okulların eğitime ara vermesiyle pek çok aile çocuklarıyla tatile çıkmaya hazırlanıyor.
Dolayısıyla, çalışan anne ve babalar için izin kullanma zamanı. Peki, çalışanlar çocuklarıyla birlikte vakit geçirmek için yarıyıl tatilinde yıllık izinlerini nasıl kullanacaklar? Yıllık ücretli izin çalışanlar için Anayasa ile güvence altına alınmış vazgeçilemez bir haktır. Bu sebeple, çalışanlar bu haktan kendi istekleriyle bile vazgeçemezler. Diğer taraftan, yıllık izin alan işçi izin süresince başka bir işte de çalışamaz. Eğer yıllık izin döneminde sigortalı veya kayıt dışı şekilde, yani sigortasız başka bir işverene bağlı olarak başka bir iş yerinde çalışan işçinin asıl işvereni bu durumu fark edecek olursa, söz konusu işçi hem işinden olabilir hem de işvereni ödediği izin ücretini ondan geri isteyebilir. Geçtiğimiz yıllarda İş Kanunu’nda yapılan değişiklikle yıllık izin kullanımı açısından önemli bir düzenlemeye gidildi.
Buna göre, izin süresi bir parçası 10 günden az olmamak koşuluyla istenildiği kadar bölünebilir. Örneğin, 16 gün izni olan bir çalışan 10 gün iznini bir bütün olarak kullandıktan sonra geri kalanını 6 parçada kullanabilir. Yıllık ücretli izin konusunda işçi ve işverenlerin anlaşmazlık yaşadığı bir konu da izinlerin ne zaman kullanılacağı. Bu konudaki k-arar yetkisi, y-önetim hakkı kapsamında işverenlere aittir. Yıllık izinlerin planlanmasını işveren yapar, çalışanın itiraz etmesi sonucu değiştirmez. Yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda belirlenmiş durumda. Bu konudaki kanun maddesi normatif hukuk kuralı şeklinde. Yani bir alt sınır var, fakat bir üst sınır yok. Kanunda belirlenen izin sürelerini kullanabilmenin temel koşulu, o iş yerinde en az bir yıldır çalışıyor olmaktır. Bununla birlikte, bazen işverenler bir yılını doldurmayan çalışanlarına avans izin kullandırabiliyor.
Bu tamamen işverenin inisiyatifinde olan bir konudur. İş Kanunu’na göre, Bir yıldan beş yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, Beş yıldan fazla on beş yıldan az çalışmış işçiye 20 günden, On beş yıl ve daha fazla çalışmış işçiye 26 günden az izin verilemez. Bu süreler, “işgünü” olarak değerlendiriliyor. Diğer taraftan, söz konusu süreler, asgari sürelerdir. İşveren isterse hedefleri tutturan işçilere ilave izin verebileceği gibi, toplu iş sözleşmesiyle daha uzun izinler belirlenebilir. Bununla birlikte, 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçilere 20 günden az izin verilmesi mümkün değil. Yıllık iznini iş yerinin bulunduğu il dışında geçirecek olan işçilere, bunu belgelemeleri halinde işverenin 4 güne kadar ücretsiz izin vermesi gerekiyor. Bu anlamda, örneğin İstanbul’da çalışan işçi iznini Erzurum’da geçirecekse, işverenden gidiş ve dönüş için ücretsiz yol izni talep edebilir.
İşveren böyle bir durumda işçisinden otel rezervasyon bilgisini isteyebilir. İş yerlerinin büyük bir bölümünde yıllık izinlerin biriktiği görülüyor. Çalışanlar biriken izinlerini kullanıp kullanamayacaklarını, kullanacaklarsa ne kadarını kullanabileceklerini merak ediyorlar. Bu noktada, izinlerin yanması gibi bir durum söz konusu değil. Eğer işçi hak ettiği yıllık izinleri kullanmamışsa, bu izinleri ilerleyen dönemde kullanabilir. Diğer yandan, aslında kanuna uygun olan yıllık izinlerin hak edildiği dönemden sonraki yıl içerisinde kullanılmasıdır. Ancak bazen çalışanların duruma “İzin kullanmayayım, işveren bana iznin parasını versin” şeklinde yaklaştıkları görülüyor. Fakat bu mümkün değil, yıllık iznin muhakkak boş zaman olarak kullanılması gerekiyor.
Diğer taraftan, iş sözleşmesinin sona ermiş olması durumunda, işçiler kullanmadıkları izinlerin paraya çevrilmesini isteyebilirler. İşten ayrıldıkları tarihteki brüt ücret üzerinden kullanılmamış yıllık izinlerini para olarak alabilirler. (Cem Kılıç / Milliyet)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.